27 Mart, 2006

Uygarlık Seviyemiz

Toplum olarak okumayı pek sevmeyiz. Kulaktan duyma bilgiler ile yetinir, genel kültür bilgimizi daha da arttırmak gereğini duymayız. Tuncay Özkan'ında dediği gibi Türkiye'de kavramlar ve argümanlar yerine duygularla konuşmak geleneği vardır. Eğitim ve bilgi eksikliğinin bir sonucudur bütün bunlar. Türkiye için çok önemli bir gün olan 3 Ekim müzakerelerinde gelişen haberleri izlemek yerine, şov amaçlı yapılan programları izlemek kısa yoldan bize bazı şeyleri açıklamakta,yapılan araştırmalarda bunu göstermektedir.
Kitaba harcanan parada kişi başına;
Norveçli 137 dolar,
Alman 122 dolar,
Belçikalı 100 dolar,
Avusturyalı 100 dolar,
Güney Koreli 39 dolar harcıyor.
bunun yanında BİR TÜRK YILDA KİTABA ORTALAMA 45 CENT HARCIYOR.
Kitap okumaya ayrılan zaman;
BİR TÜRK'ÜN AYIRDIĞI ZAMANIN,
Norveçli 300 katını,
Amerikalı 210 katını,
İngiliz 87 katını,
Japon 86 katını AYIRIYOR.
Eğitim sistemimizdeki rezalet ders kitaplarına da yansımakta ve batı'nın eğitim seviyesinin uzaklarında yer almamızı sağlamaktadır.
Ders kitaplarındaki kavram sayısı;
Amerika'da ders kitaplarında 71.618 kavram var.
Almanya'da ders kitaplarında 70.400
Japonya'da 44.224
İtalya'da 31.762
Suudi Arabistan'da 13.576 kavram var.
TÜRKİYE'DE DERS KİTAPLARINDAKİ KAVRAM SAYISI 7.260
Sonuç hergün gelip geçtiğin yolda durup etrafına bakıcak olursan cevabı görücek olursun. Kavramları eksik bir ülkenin trafiği, ufku, geçmişle gelecek bağlantısı, bilimi, sanatı, insanlari, birbirleriyle ilişkileri ancak bu kadar olur.

Geçmişten Bir Esinti

Geçmişin yeniden elinizde canlanması,

koleksiyonerlik veya eski kitap, efemera düşkünlüğü ayrı bir zevktir. Bulduğunuz eski bir kagıt hiç ummadığınız bir yazı içerebilir veya eski ilginç yaşam öykülerine ev sahipliği yapabilir. Biryerde Geçmişi yaşatmaktır koleksiyonculuk. Sahaflarda veya yol üzerinde gördüğünüz eski kitap, antika satan yerlerde ilginç eşyalarla veya kitaplarla karşılaşabilirsiniz. Tabii ki bunun ne olduğunu ne anlama geldiğini bilmek ayrı bir uğraş istemektedir. Birgün sahafları gezerken eski ''The National Geographic'' dergilerine rastladım. Dergiler ingilizceydi. Aklıma burda şu geldi; bu dergilerde Türkiye konulu haber olabilir mi? çünkü Türkiye konulu bir araştırma yazısı yabancı kaynakların o tarihte Türkiye'yi nasıl gördüğünün bize bir kanıtı olabilir.Ve böyle bir dergi elimdeydi. Elimde tuttuğum Eylül 1957 basım The National Geographic dergisiydi ve Türkiye konulu bir yazı bulunmaktaydı.Konu başlığı şuydu ''Robert College,Turkish Gateway to the Future''.Robert Koleji, Türklerin geleceğe açılan kapısı.İstanbul'un eşsiz güzelliğini sergileyerek yazar Franc Shor tarafından kaleme alınmış bir haber. Bu yazıda Robert Kolejinin kuruluşundan, taşıdığı misyonundan,modern Türk kızlarının aldığı eğitimden söz edilmekteydi. Türkiye'de çağın en onemli okullarından bir tanesi olan Robert Koleji,o zamanlarda da onemli misyonlar taşımaktaydı. Batı standartlarında eğitim veren, yaptığı araştırmalar, incelediği alanlar bakımından bir ekoldür. Amerikan standartlarında eğitim veren Robert, aynı zamanda Amerika`nın ülke dışında faliyet gösteren bir okulu konumunda olduğundan söz edilmekte. 1957 yılında okulda yabancı ülkelerden gelen oğrencilere de değinilerek İran, Iraq, Yunanistan, Almanya, Rusya ve Balkanlardan oğrencilerin eğitim gördüğü söyleniyor. Robert Koleji o yıllarda doğu ve batı arasında eğitim alanında köprü görevi yaptığı açıklanıyor. Sağda yer alan fotoğrafların açıklaması ise şöyle; Robert College and the American College for girls stage some of Istanbul's finest performances.Repertoires range from modern American plays to classic Greek drama in Turkish translation.Shakespeare is a favorite.Mrs. Anne Nordhus goes over a script with players dressed as Anatolian peasants.
Alttaki resimin açıklaması;Open shelves drawreaders to the 25,000 volume library,one of the finest multilingual collections in the balkans. ve söylenen son söz şu kadınlar için eğitim artık uzak ve macera dolu değil.




Rumeli hisarından bir görünüş dergide yer almakta.

12 Mart, 2006

Seçkin insan olabilme sanati

Seçkin insan olabilme sanatı
Nermi Uygur’un vefati sonrasinda esinin kitaplarini Maltepe Universitesine bagislamasi adina duzenlenen konferansa katilma sansi elde ettim. Bu söyleşide Prof. Dr. Betül Çotuksöken'in yaptığı Seçkin İnsan Kavramı '' konuşması gerçekten önemli konuya el basmaktaydi. Günümüz Türkiye'sinde az rastlanabilecek insan yapısından söz edilimekteydi. Seckinlik kolay bir is degildir ve hemen olunabilecek is ise hic degildir. Ulkemiz hala kemalizm yolunda ilerliyebiliyor ve bagnaz dusunceli insanlarin eline kalamiyorsa, bilmeliyiz ki seckin insan, aydin insan bu yolun onderleridirler. Her ulke dusunen ve dusundugunu kagida dokebilen, yazan ve ne yazdigini bilen dusunurlere ihtiyaci vardir. Ulkeyi ayakta tutan ve kulturel gelisimini saglayandir seckin insan. Savas ortamlarinda ilk once dusunurleri, aydinlari, seckinleri oldururler nedendir hic aklimiza geldi mi? cunku onlardir ki millieti varlilariyla ayakta tutanlar.
Peki Seçkin insan kimdir?
*Yapabileceğini yapmaya odaklanan, yapılması gerekeni akıl eşliğinde, duyarlılıkla yerine getiren kişidir.
*Seçkin kişi çıkar gütmeyen kişidir.
*Seçkin insan aynı zamanda gönüllü kişilerdir.
*Bilinçli yaklaşımlarıyla sorunlu durumların farkına varan seçkinler, özgür seçimleriyle çözüm de üretirler.
*Tüm olağan ve olağan üstü durumlarda insanca değer yaratmayı, insanca ödevini yerine getirmeyi içselleştirmiş kişidir.
*Değer ve ödev birlikteliğini hayata geçiren kişidir.
*Ödevlerinin peşindedir seçkin kişi.
Nermi Uygur ise şu cümlelerle açıklıyor seçkinleri;
*Bağrında insanca zenginlikleri barındırır.
*Seçkinler alçak gönüllü kişilerdir.
*Seçkin olayları yansız gözle görüp yansız gözle tartmaya yönelir.
*Seçkin başkalarını anlamada olabildiğine özgürdür.
*Seçkin bağımsız ve özgür konumundan dolayı sorumluluklarının bilincindedir.

09 Mart, 2006

Avrupa yolculuğu: ikinci durak Lüksemburg



Dünya üzerinde en güvenli merkez Lüksemburg

Lüksemburg, Londra'da yapılan araştırmaya göre dünyanın en güvenli kenti seçildi. Lüksemburg'un başkenti yine aynı adla anılan Lüksemburg. Yerel kaynaklarda ülkenin ismi Grand Duche De Luxembourg olarak geçmektedir. Batı Avrupa'da yer alan Lüksemburg 1839 yılında Hollanda'dan bağımsızlığını kazanmıştır. 2 586 km²'lik yüzölçümü ile dünyanın en ufak ülkelerinden biridir. Avrupa Birliğinin kurucu ülkeri arasında yer alır. Yapılan araştırmalarda Lüksemburg vatandaşlarının %95'i kendi dillerinin dışında 2 dil daha bilmektedir. Hayat standartlarının yüksek olduğu Lüksemburg büyük bir sosyal refaha sahiptir. Okur yazarlık oranı %100'dür. Lüksemburg'ta görülmesi gereken önemli yerlerden bir tanesi Napolyon askerlerinin sığınaklarıdır.

İlk olarak 963 yılında yapılan kala daha sonra şehrin korunması amacıyla önemli bir yer halini aldı. Şehrin yukarısında, tepe üzerinde yer alan kale tüm şehri görebilmektedir. 17 kilometrelik tünelle tam bir yeraltı sığınağı özelliği taşımaktadır. Orta çağın önemli kalelerinden biriydi. Lüksemburg geziniz sırasında şarap içmeden olmaz. ''şarap budur'' diyebileceğiniz tat da şaraplar mevcut. Şehirleşmeyi ve doğayı aynı çerceve içerisinde görebilirsiniz. Araç park yerleri şehrin dışında yer almaktadır ve bu parklardan ücretsiz olarak şehre servisler bulunmaktadır.

06 Mart, 2006

Avrupa Yolculuğu;ilk durak Hollanda


Gelişmişliğin ve Modernizmin merkezi Hollanda

Hollanda dünya üzerinde gezilebilecek en ilginç yerlerden bir tanesidir. Hollanda'ya hava yoluyla Ulaştığınız andan itibaren ilginçliklerle iç içesinizdir. Çünkü hava alanı Schiphol deniz seviyesinin 4 metre altındadır. Hollanda''nın 1/4 deniz seviyesinin altındadır bu nedenle hollanda'nın heryerinde kanallar mevcuttur. Amsterdam Hollanda'nın başkentidir, fakat yönetim merkezi Hague'de bulunmaktadır. Amsterdam en canlı caddelerinden bir tanesi Damrak caddesidir. Bu cadde üzerinde cafeler, hediyelik eşya dükkanları, casinolar ve müzeler bulunmaktadır. En ilginç olanı ise Sex müzesidir. Müzede 19 ve 20 yüzyıllarda çekilmiş fotoğraflar, mitolojik simgeler, heykeller ve sex motifli eşyalar bulunmaktadır. www.sexmuseumamsterdam.com sayfasından daha geniş içerik bulabilirsiniz. Amsterdam da kanal turu ile bütün şehri dolaşabilirsiniz. Amsterdam gece hayatı da gündüz olduğu kadar hareketlidir. Amsterdam gece yaşamı yaşanmaya değer. Coffee shoplarda istediğiniz kadar zaman ayırabilirsiniz fakat aşırıya kaçmamak şartıyla. Hollanda nüfusunun yüzde 75'i kendi dillerinin dışında 2 dil daha bilmektedir. Eğer ingilizce biliyorsaniz anlaşma zorluğu yaşamazsınız. Madam Tussaud müzesi gezilmeye değer bir başka müze. fakat girişi biraz pahali, öğrenci olduğunuzu belirtirseniz indirimden yararlanabilirsiniz. Hollanda da 2 önemli ulaşım aracı vardır. birincisi tren, ikincisi bisiklettir. Tren şehirlerarası ulaşımda kullanılan önemli araçtır. İnsanlar arabalarıyla veya bisikletleriyle tren istasyonuna gelirler burdan tren ile ulaşımı sağlarlar. Bisiklet ise insanların kullandığı birincil araçtır. Çünkü hollanda düz bir ülkedir. En yüksek yeri 323 metredir. Her evde 1 veya 2 bisiklet muhakkak vardır. Amsterdam Hollanda'nın kültür şehride diyebiliriz. Amsterdam da toplam 42 müze bulunmaktadır. Diğer önemli şehirleri Rotterdam ( dünyanın ikinci büyük limanı burda ), Utrecht, Eindhoven'dır. Eğer seyehate çıkmayı düşünürseniz Hollanda'yı unutmayın.

Bunları biliyor musunuz?

* Amsterdam da toplam 1,281 köprü var.
* Avrupa birliği 6 kurucu ülkesinden birtanesi.
* Hollandalılar Avrupanın en uzun insanları.
* Su seviyesinin en alt seviyesindeki yer 6.7 metre.