Rakı Adabı ve Üzerine
Yeni bir kitap okumaya basladım. Kitap Aydın Boysan'ın ''Neşeye Şarkı'' adlı eseri. Kitap'ta rakı'nın adabından söz etmekte. Rakı'nın tam olarak ne zaman icilmeye basladığı bilinmese de ilk kez Osmanlı sınırları icinde üretildiği bilinmekte. Eski Osmanlı meyhanelerinde rakı'nın aslan kabartmalı kaplarda sunulmasından dolayı ve renginin süte benzemesi rakı'ya ''Aslan Sütü'' denmesine neden olmustur. Rakı'ya tadı veren anasondur. Anason tad vermek icin yemek ve pastalarda kullanılmaktadır. Anason'un kendine özgü bir kokusu vardır. Rakı'daki iştah açan öğenin de anason olduğunu anlıyoruz.
İstanbul'da ''Koltuk meyhaneleri'' bulunmakta ve akşam işten çıkan erkekler streslerini buralarda atmaktadır. Ve bu sayede eve dert götürmezler. Çilingir sofrası rakı'nın vazgeçilmez unsurudur. Koyu muabbetler bu sofralarda dönmektedir. Mezelerin önemi ayrıdır. En gözde meze pilakidir. Eskiden çatalla yenirmiş pilaki fakat günümüzde salca suyu içinde yüzen fasulye taneleri halini aldi. Beyaz peynir tadına doyulmaz bir zevk verir bir yudum rakı'dan sonra ve tabi ki kavun unutulmamalıdır. Aydın Boysan'ın dediği gibi rakı'yı içmek marifet değildir. Marifet, adam gibi, demlenme zevki alacak biçim ve miktarda içmektir. Rakı susuz içilmez. Rakı ve su soğutularak içilmelidir. Rakı'ya buz konmaz, buz devamlı su kaçırdığı için ayarı ve lezzeti bozar.
Sohbetsiz olmaz tabi ki rakı sofraları. Ehl-i keyifle içilen rakıyla söylenen şarkılar kimi zaman insanları geçmişine götürür, kimini çok sevdiği sevgilisine... Unutulanları hatırlatır rakı, hafızalarında ufak yer tutan ilk aşklarını, gençlik yıllarında ki sohbetleri. Rakı kimi zaman da dost olmustur insanlara. Şu nameler dökülmüştür rakı için;
Icmesini bilene
zevk-ü sefadır.
Icmeyi bilmeyene
cevr-ü cefadır rakı.
Bir munasip miktari
muhabbet anahtarı
kaçırırsan ayarı
can'a azadır rakı.
Ne dert kalır, ne keder
içeni mesut eder
içebilirsen eger
ruhu ciladır rakı